Yakın çevremle bisiklet turlarım üzerine yaptığım sohbetlerde, benim gibi X kuşağından olanlar ile özellikle gençlerin bu turlara bakış açısındaki farklılıklar dikkatimi çekmeye başladı. Benim jenerasyonum sıklıkla “Kaç km sürdün? ya da “Kaç kalori yaktın?” gibi performans odaklı sorular sorarken, Z kuşağı gençleri bu deneyimin çevresel etkileriyle daha fazla ilgileniyor. Onlar için bisiklet sürmenin karbon emisyonunu nasıl etkilediği, doğaya ne gibi katkılar sunduğu ön planda. Bir arabanın atmosfere kilometre başına yaklaşık 120-150 gram CO2 saldığı düşünüldüğünde, Z kuşağının çevreye olan duyarlılığını anlamak zor değil.
Bu küçük fark bile, Z kuşağının geçmiş kuşaklara göre çok farklı bir perspektifle dünyaya baktığını gösteriyor. X kuşağı olarak biz, bireysel performansa ve hedeflere odaklanırken, Z kuşağı bir eylemin dünyaya nasıl bir katkı sunduğunu sorguluyor. Onlar için bireysel ya da finansal başarı, dünyaya katkı sağlamıyorsa eksik kalıyor.
Z kuşağı iş dünyasında gittikçe daha fazla yer alıyor ve kendine özgü bir yaklaşımla hareket ediyor. Geçmişte kar ve hedef odaklı liderlik ön plandayken, Z kuşağı çalıştıkları kurumların topluma nasıl bir fayda sağladığıyla ilgileniyor. Bu nesil, değerlerine duyarsız liderlerle çalışmayı tercih etmiyor; çünkü bu tarz liderlerin organizasyonun yenilikçi fikirler geliştirme kapasitesini kısıtladığını düşünüyorlar. Onlar, geçmişi sürdürmek yerine, geleceği yaratma derdindeler.
Geçmişin hiyerarşik yönetim anlayışını sorgulayan bu kuşağın amacı, sürdürülebilir ve yaratıcı çözümlerle geleceği inşa etmek. Onlar için işbirliği ve katılımcılık, emir-komuta zincirinden çok daha değerli. Bu yaklaşım, organizasyonel yapılanmada ve liderlik modellerinde de köklü değişimlerin habercisi.
Z Kuşağının Beklentileri Yeni Liderlik Yaklaşımlarını Ortaya Çıkarıyor
Z kuşağının beklentileri, hizmetkar liderlik başta olmak üzere bazı liderlik yaklaşımlarını ön plana çıkardı. Her yaklaşım getirdiği farkındalık açısından elbette önemli ancak yalnızca bu tarz yaklaşımlarla Z kuşağını motive etmek yeterli olmayacak gibi görünüyor.
Kariyer hayatım boyunca, liderlik ve organizasyon kavramlarının birbirinden bağımsız düşünülmesine sıkça şahit oldum. Oysa liderlik organizasyonun ikliminden ve kurum kültüründen beslenir. Bu nedenle Z kuşağının iş dünyasındaki sorunlarını yalnızca liderlik yaklaşımlarıyla çözmek mümkün değil. Hele ki liderlere ihtiyaç olmadığını düşünen bir nesle karşı!
Yazının devamını Kenan Cavnar blog sayfasından okuyabilirsiniz.