Dr. Ecmel Ayral
- YK Üyesi Konda, Unlearn, Poliversity
Konuşma Yaptığı Diller
- Türkçe
- İngilizce
Lilith, Havva ve Adem
Mevcut durumda gücü elinde bulunduran erkeklerin gözünde kadınların pozisyonu iki temel arketipe dayanıyor. Masum ama sinsi Havva ve başına buyruk Lilith; ikisi birbirinden beter. Yapılan araştırmalar gözümüze bu mevcut durumu sokmaya çalışıyor ama pek oralı olmuyoruz. Kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir diyor ve ilk adımın mevcut durumla yüzleşmek olduğunu söylüyoruz.Sonra sıra küçük davranışların tutumları ve tutumların da değerleri etkilediğini hatırlayıp o ufak adımları atmakta.Kurumsal hedeflerin içine bir yerlerden kes/yapıştır yöntemiyle eklendiğini düşündüğümüz kriterleri ciddiye alıp okumak, karşıysak dile getirmek, değilsek gereğini yapmakta. Yapmazsak sadece kadınların değil tüm yeteneklerin bir bulaşıcı hastalık gibi yayılan iş tatmini düşüklüğü, psikolojik güvenlik eksikliği, anlam kaybı gibi performans katillerine teslim olacağını öngörmek, taa yüreğimizde hissetmek ve beynimize kazımakta.
Gelin arketiplerle yüzleşelim ve çok geç olmadan…
ÇEK Ama Koparmadan
Seviyorum bu kısaltmaları, hele tercüme olanları. Üç kelime bir araya gelince başka şey söylüyor, baş harfleri bir araya gelince başmbaşka bir şey. ÇEK bu aralar çok populer malum. Açılımını herkes biliyordur tabii ama bir daha hatırlatalım: Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık. Bu üç kelime bazen kurumları yetenekler için çekici kılarken bazen de yöneticiler için hayatı çekilmez kılabiliyor. Çekelim bakalım ipin ucunu, görelim bu bazen halkla ilişkiler bütçesinden karşılanan uygulamaların içyüzünü ve soralım: ÇEK projesinin bütçesi Kurumsal İletişim’den mi karşılanıyor Örgütsel Gelişim odaklı bir birimin bütçesinden mi?
“ÇEK ama koparmadan” derken söylemek istediğimiz ÇEK amacıyla odaklanılan alanın ve başlanan projenin stratejik hedeflerinizle uyumlu olmasının ve sonuçlarının ölçülmesinin hayati olduğudur. Aksi halde, yani kopuk olduğunda bu projeler ve fikirler daha baştan etkisiz hale gelirler ve sürdürülemezler. Aman dikkat diyoruz, aklınıza ÇEK için bir fikir geldiğinde hemen bir kenara yazın ama yazdığınız kağıdı bir çekmeceye atın. Sonra derhal stratejik hedeflerinize bakın. Artık çekmeceyi açabilirsiniz, bakalım fikriniz bunlardan hangilerini gerçekleştirmek için işe yarıyor…ya da yaramıyor. Yaramıyorsa…ya da çok uzaktan biraz dokunuyorsa siz kurumsal gelişim projesi değil kurumsal iletişim projesi yapıyorsunuz. Hayır, o da iyidir tabii ama bu saatten sonra ÇEK’ilmez.
Gelin sahiden ÇEK’elim ipin ucunu ve stratejiye bağlayalım hep birlikte…
Türkiye’de Hayatlar
Sahiden inanıyor musunuz şu standart segmentasyonlara? Demografik, sosyoekonomik, coğrafi kategorizasyonlara? Peki ya bu segmentlerin bazen müşteri, bazen çalışan, bazen aday, bazen destekleyici şapkalarıyla hep sizin yerleştirdiğiniz kategorilerin sadık birer müridi gibi davranacaklarına. Tahmin ettiğiniz gibi; o iş öyle olmuyor.
Konda’nın 2008 yılından beri yürüttüğü Hayat Tarzları Araştırması’nın sunduğu veriler üzerinden ilgi duyduğunuz alanda sizleri zaman zaman şaşırtacak, varsayımlarınızın bazen “varsanım” olduğunu gösterecek örneklerle aydınlatıcı bir oturum ve tartışma sizleri bekliyor.
Kaosla Barışmak
Kaos kelimesini duyunca ürperiyoruz, kötü ve karanlık bir dünya geliyor gözümüzün önüne. Ama aslında kaos evrenin karmaşık ve değişken düzenini temsil ediyor. Eğer bu tuhaf düzenin akışını bilirsek bize tehdit gibi gelen fırsatları da yakalayabiliriz. Gelin önce kaosa dokunalım sonra VUCA’ nın içindeki berraklığı görelim hep birlikte.
Akdeniz’den Yönetim Becerileri
Ne barışın ne de savaşın sürekli olamadığı güzel Akdeniz acaba post modern dünyaya bir şeyler öğretebilir mi? Bu karmaşık dünyada kendimizi gerçeklemenin yolu haz, tutku ve sürrasyonaliteden mi geçiyor?
Heeyo:
Ölçeklerin büyüdüğü, çeşitliliğin arttığı ve birim zaman başına yeni ürün sayısının patladığı bu hızlı ve karmaşık dünyada, kısacası kaos içinde var kalmak ve gelişmek için organizasyonlarımız ne kadar hazır? Hızlı, Esnek, Entegre ve Yaratıcı olmayı ölçebilir miyiz ve geliştirebilir miyiz?
Varoluşsal Strateji
Strateji bir davranış seti mi yoksa bir varoluş şekli mi? Kültürün stratejiyi kahvaltıda yediği bu dünyada sürdürülebilir bir gelişme ancak esnek ama omurgası olan bir kurumsal yapıyla mümkün. Gelin bu yapıya nasıl kavuşuruz onu konuşalım.
ÇalışMA’nın Anlamı ve Amacı
Fazlasıyla popüler iki kavram girdi hayatımıza bir süredir: anlam ve amaç. Hele çalışmanın anlamı ve amacı kelimelerini duyunca müstehzi bir gülümseme oturuyor yüzümüze. Hemen aklımıza ulvi, uhrevi amaçlar ve hayatın anlamı falan geliyor. “Şimdi “diyoruz “bize iyi ki çalışıyorsun” diyecek birisi arkadan. Anlam ve amacı o kadar yukarılarda değil iş süreçlerimizin içinde bulmayı gösterseler biz de buluruz belki. Gelin bulalım.
UnLearn / ÖğrenME
“Sanat uzun hayat kısa” lafını duyduk hep, sahiden de öyleydi muhtemelen. Halbuki bir taratan ömürler uzadı diğer taraftan da öğrendiklerimizin raf ömrü kısaldı, kısacası artık hayat uzun sanat kısa. Peki o zaman öğrenme dediğimiz faaliyetin kıymeti kalmadı mı? Tam tersine artık hayat boyu öğrenmemiz lazım, sonra öğrendiklerimizi unutup yeni şeyler öğrenmemiz lazım. Peki nasıl yapacağız. Eğitim kurumlarının ve öğrenme yöntemlerinin şekli değişiyor, gelin bu yeni dünyada ÖğrenMe üzerine söyleşelim.
Inter-Est Liderlik
Organizasyonlar çözünüyor, yeteneklerle kurumlar arasındaki bağlar zayıflıyor, aralarındaki fiziki ve hukuki mesafe artıyor. Liderlik konusu yirminci yüzyıl kurumlarının en önemli meselelerinden biri oldu hep ama ortaya koyulan modeller “lider” olarak tanımlanan insanların özelliklerine odaklandı. İçinde bulunduğumuz ekosistem, liderliğin bir şahıstan bir platforma dönüşmesini gerektiriyor. Hannah Arendt’in inter-est kavramından yola çıkarak isimlendirdiğim modelde liderlik bir “arada olma hali” üzerinden tanımlanıyor ve anlam üreten bir platforma dönüşüyor. Aidiyet/Sadakat/Bağlılık/Performans zinciri yerini Anlam/Amaç/Bağlılık/Performans örgüsüne bırakıyor. Gelin bu anlam halatını beraber örelim.
Her Yer IK-Her Yer Yetenek
Kurumlar için en önemli unsur haline gelen esneklik İK’ya bakış açısını da değiştiriyor. İki temel soru var: birincisi gereken yeteneği çekmekle ilgili ikincisi de içeridekileri hem tutundurmak hem de onların gelişimini sağlamakla ilgili. Yani artık “headhunting” yetmiyor yanına bir de “headfarming” eklememiz gerekiyor. Gelin, hem esnek olmak hem de doğru yeteneğe her zaman ulaşabilmek için neler yapabileceğimizi konuşalım.
Üstel Büyüme
Giderek şirketlerin toplam değerleri içinde gayrimaddi kaynakların payı artıyor. Bu durum aslında büyüme ile gerekli maddi kaynaklar arasındaki ilişkiyi zayıflatarak bir “Üstel Büyüme” fırsatı doğuruyor. Ancak gayrimaddi kaynakların yönetimi maddi olanlardan daha zor. Gelin “Üstel Büyüme” fırsatlarını ve buna giden yolları tartışalım.
Tesadüf mü Tevafuk mu?
Sistemik bakış açısı bize aralarında sebep sonuç ilişkisi olduğunu düşündüğümüz unsurları yeniden değerlendirmemizi öneriyor. Etrafımızda olup biteni değerlendirirken, öngörülerde bulunurken birbirlerinden de etkilenen tüm unsurları yakalamak ve daha doğru öngörülerde bulunmak, aksiyonlarımızı sistemik bir analize dayamak çok kıymetli. Gelin dünyaya sistemik bakalım, tesadüfler bizim olsun, sürprizleri biz yapalım.
21. yy da Liderlik
Belirsizlikle Mücadele
Büyük Resmi Görme ve Stratejik Bakış Açısı
Değişimi Modelleme
Dijital Dünyada İş Dönüşümü
Eğitmen Eğitimi
Fikirden Projeye
HEEYO (Hızlı Esnek Entegre Yaratıcı Organizasyonlar)
Kaos ve VUCA Dünyası
Kişisel Gelişim Planı Oluşturma
Mavi Okyanus Stratejileri
Öğrenme Çevikliği
Sistem Düşüncesi
Stratejik Yönetim ve Liderlik
Tasarım Odaklı Düşünce
Teknolojinin Etkisi: Yaratıcı Yıkımdan Sürdürülebilir Büyümeye
U Teori
Üssel Büyüyen Şirketler ve Dönüşüm
1983’te Marmara Üniversitesi’nde İşletme ve Finans okurken aile işini üstlenmek zorunda kaldı ve aynı zamanda kariyerinin de başlangıcı olan bu tarihten itibaren çok yönlü bir yol izledi ve her zaman birden fazla alanda faal oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki rolü ile hem akademi hayatında hem de iş hayatında başarıyı yakalamış oldu. Üniversite de görevi, öğrenci çekimi yaratmak, program geliştirme ve kurumsal ilişkilere kadar değişen tüm gelir getirici faaliyetleri kapsıyordu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin uluslararası bir grup tarafından satın alınmasının ardından gayrimenkul geliştirme (İstanbul ve Lizbon’daki projeler), finansman (varlık yönetimi) ve eğitim (çevrimiçi ve harmanlanmış programlar) arasında değişen özel girişimler konusundaki çabalarına yeniden odakladı. Halen zamanının çoğunu çevrimiçi ve offline eğitim programlarının tasarımı, geliştirilmesi ve sunumu üzerine konuşlandırmaktadır.
2000 yılından beri kurumsal ve akademik eğitim projelerinde bir çok rol üstlenmiş ve yüzlerce eğitim tasarlamış ve sunmuştur. En sevdiği eğitim alanlarının kapsamı, Kaos Teorisi ve Strateji gibi makro konulardan, liderlik ve satış gibi davranışsal sorunlara kadar uzanıyor. Halen Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde öğretim üyesidir. Son zamanlarda Unlearn-X adı verilen Bloom Taksonomisine dayanan bir pedagojik model geliştirmiştir. Model, öğrenme projelerinin tasarımı ve sunumu için bir temel oluşturmaktadır. Dr. Ayral, üniversitelerin öğrenen organizasyonlar olarak, hesap verebilirlik ve yaratıcılığın bir arada var olduğu ve birlikte geliştiği modeller geliştirmeleri için yollar bulmaları gerektiğini düşünmektedir.
With a determination for improvement in both academic and professional fields, Ecmel Ayral has taken part in local and international initiatives in finance, property development and education fields. Besides his commercial ventures, he continued to teach at Boğaziçi University between 2000 and 2021. His academic fields of interest are Organizational Behavior, Organization Theory and Strategic Management. He also served as an executive in Istanbul Bilgi University for several years and appointed as the Deputy Chairman of the Board of Trustees of Istanbul Bilgi University (and CEO of Laureate Turkey) in 2018, following the sale of the institution to new owners, he resigned to focus on his own ventures. Dr. Ecmel Ayral continues to work in the field of learning and development, which he considers as his life purpose. UnLearn Academy, Poliversity and Tobeto are amongst the initiatives he started to serve the academic and corporate institutions. They design and implement learning journeys based on the Unlearn-X learning model and aim to serve individuals and institutions for competency development and talent matching.
Medya Galerisi
Mirador ile Fark Yaratan Konuşmalar
Bu konuşmacı ile sorularınız mı var? Hemen bize ulaşın, en kısa sürede yanıtlayalım.