Adının anlamı güneşin doğuşu olan Tuluhan Tekelioğlu; Fransa’nın şatolar bölgesi ve çiçek bahçesi, Tours’da dünyaya geldi. “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” sözü, sanki onun için söylenmişti. Çocukluğundan itibaren dinmeyen merakı ve insanların hikayeler- ine olan duyarlılığıyla kısa sürede dikkati çekti. Edebiyat derslerinde hep birinci, matematikte ise gerilerdeydi. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü yüksek puanla kazandı. En büyük şansı gazeteciliği, Ahmet Taner Kışlalı, Mümtaz Soysal ve Can Dündar gibi değerli hocalardan öğrenmesiydi. Gazeteciliğe Paris’te Sipa Press’te başladı. Dünyanın çeşitli bölgelerinde muhabirlik yaptı. Türkiye’ye döndüğünde 1994-2001 yılları arasında Hürriyet Gazetesi’nde özel röportajlar ve yazı dizilerine imza attı. Bunlardan en önemlisi, Kenya’ya mülteci kampına gönüllü olarak gitmesi ve mülteci olma durumunu ilk kez yaşayıp, fotoğraflayarak, gazetesinde yayınlamasıydı. 2001 yılında televizyon haberciliğine yöneldi. CINE 5’te yayınlanan “Başka Yerde Yok” programıyla Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği “En İyi Talk Show” ödülünü aldı. Daha sonra Habertürk, TRT ve TGRT’de programlar sundu. Mehmet Ali Birand, onu Türkiye’nin en güzel gülen yüzü olarak tanıttı ve farklı sunumuyla, Kanal D sabah haberleriyle, izleyiciyle buluştu. “Tulûhan’la Bu sabah” adlı sabah haber kuşağında, doğudaki ilköğretim okulları için 10 bin adet kitap toplayarak Van, Urfa Siverek, Viranşehir ve Malatya’da kütüphaneler açılmasını sağladı. Televizyon ve gazetedeki çalışmalarına devam ederken, güncel sanata adım attı.İ stanbul’da 150 kişiyle konuşarak gerçekleştirdiği “AYAKÜSTÜ CEVAPLAR” adlı video yerleştirmesi, 2008 yılında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. İnsan hayatının farkındalık dönemlerini ele aldığı iki belgeseliyle büyük yankı uyandırdı. “40’ında 40 kadın” ve “50’ sinde Erkek” adlı belgesel ve kitaplarıyla Türkiye’nin birçok kentine, Uluslararası belgesel film festivallerine davet edildi, konuşmalar gerçekleştirdi. Her zaman savunduğu “Aslolan Ben Varım” diyebilmektir, oldu. Konuşma larıyla insanlara dokundu. Önce insan, sonra gazeteci olarak, ne biri önde, ne diğeri arkada, yaşadığı toplumun ancak kadın-erkek yan yana, ileriye doğru adım atacağına inandı.
İnsanın İnsana verebileceği en güzel hediye YENİ HAYAT’tır” cümlesiyle başlayan, 2014 yılında Antalya’da bir hastanede çektiği ölümle yaşam arasındaki çizgide yaşananları anlatan, Tükiye’nin ilk organ nakli belgeseli olan YENİ HAYAT ile ülkeye 2000 organ bağışçısı kazandırdı. Türkiye’de milyonda 3 olan organ bağışı Yeni HayatBelgeseli’nin birçok ildeki gösteriminden ve farkındalık konuşmalarından sonra, milyonda 5’e yükseldi.
2015 ve 2016 yılında, Türkiye’nin içinden geçtiği baskı dönemini ve sansürü anlattığı PERSONA NON GRATA (İstenmeyen Kişi) ve ÜVEY EVLAT adlı belgeselleri Strasbourg Türk Filimleri Festivali ve Paris Türk Filimleri Festivali’nde yankı buldu. ABD- Arizona Üniversitesi’nde gösterildi.
2017 yılında, “Kadın varsa imkansız yoktur” teması ile, kadınlardan Türkiye’ye bir umut belgeseli hediye etti. Mahatma Gandhi’nin “Görmek istediğin değişimin kendisi sen ol,” cümlesiyle başlayan YAPABİLİRSİN, Uluslararası Uçan süpürge kadın Filimleri Festivali’nin 20. yıl özel ödülünü aldı.
Cesaretin bulaşıcı olduğunu vurgulayan “YAPABİLİRSİN” 2018’de kitaplaştı.
Tekelioğlu’nun 40’ında 40 Kadın (A7 Kitap), Ya Bizdensin Ya Da, İstenmeyen Kişi (Kırmızı Kedi yayınları) ve Üvey Evlat(Kırmızı Kedi) adlı üç kitabı daha bulunmaktadır. Gençlere umut vermek için bu yıl çektiği GÜÇ SENSİN adlı belgeselinin kitabı da çok yakında raflarda yerini alacaktır.