Konuşmacımız Canan Duman yazdı.
Telefonumuzun alarmıyla uyanıyoruz ve hemen e-postalarımızı, sosyal medya bildirimlerimizi kontrol ediyor veya en sevdiğimiz programları çevrimiçi olarak izliyoruz. Küresel teknoloji bakım şirketi Asurion tarafından yapılan bir araştırmaya göre Amerikalılar telefonlarını günde 96 kez, yani 10 dakikada bir kontrol ediyor. Gerçi durum bizde de farklı görünmüyor. Sanki hayatlarımızı ekran başında vakit geçirmeden hayal edemiyoruz! Sonra da “dijital detoks, sürekli elektronik cihazlara bağlı kalmanın getirdiği stresi hafifletebilir” diyebiliyoruz.
Peki gerçekten dijital detoks uygulamak mümkün mü?
Dijital detoks ne anlama geliyor?
Dijital detoks, akıllı telefon, bilgisayar, televizyon, tablet gibi elektronik cihazların kullanımına belirli bir süre ara verilmesi olarak tanımlanıyor. Yani dikkatimizi dağıtmadan şimdiki ana daha fazla odaklanmak için çevrimiçi dünyayla bağlantımızı kesme girişiminden söz ediyoruz. Bugün birçok insan teknolojiden kopmanın bir yolu olarak dijital detokslara yönelmiş durumda. Çünkü araştırmalara göre detoks, diğer sağlık yararlarının yanı sıra depresyona da yardımcı olabiliyor.
Sosyal medya detoksu nedir?
Dijital detoks gibi sosyal medya detoksu da kişinin zihinsel sağlığını ve refahını iyileştirmek için uzun bir süre sosyal medyayla etkileşimde bulunmaktan veya sosyal medyayı kullanmaktan kaçınması anlamına geliyor. Son yıllarda dijital ve sosyal medya detoksu oldukça popüler hale geldi. Peki hayatımızla bu denli iç içe olan cihazlarımızdan uzaklaşmak her zamankinden daha zorken bu detokslar işe yarıyor mu?
Dijital detoks mümkün mü?
Bu cihazları, ürünleri tasarlayan şirketler, zamanla direnilmesi neredeyse imkânsız hale gelene kadar onları değiştiriyorlar. Bu nedenle e-postalara, sosyal medya beğenilerine takıntılıyız, Netflix ve YouTube’da geçirdiğimiz sürenin farkına varmıyoruz. Bu davranış, diğer bağımlılık türleri kadar bağımlılık yapabiliyor ancak toplum bunu böyle görmüyor. Hayatlarımızın teknolojiden kopmasının her zamankinden daha da imkânsız olduğu bu zamanda bir uygulamayla bankacılık işlemlerimizi yapıyoruz. Telefonumuzdan restoran menülerini okuyor, mağazalarda telefonlarımızla ödeme yapıyoruz, bilgisayarlarımız ve tabletlerimiz üzerinden çalışıyoruz ve uygulamalar aracılığıyla ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Uzmanlar, telefonsuz birkaç gün boyunca doğayla buluşmanın dışında, çoğu insan için dijital detoksun artık mümkün olmadığını söylüyor. İnsanlar giderek teknolojiye bağımlı hale geldikçe, dijital detoks yapmak artık makul bir hedef gibi görünmüyor.
Pandemiyle birlikte ekran başında geçirilen süre artmışken, birbirimizle bağlantı kurma şeklimiz değişmişken, kritik ilişkilerimiz daha dijital hale gelmişken, insanlar onsuz ilişkileri nasıl yürüteceklerini unutmuşken tam bir dijital detoks hedefinin gerçekçi olmayacağından söz ediyor.
Ayrıca hibrit çalışma da dijital detoks fikrini sadece modası geçmiş değil, aynı zamanda neredeyse imkânsız hale getiriyor. Dijital detokslar, insanları dikkat dağıtıcı ekranlardan uzaklaştıracak ve onları şimdiki anla yeniden bağlayacak, endişe giderici her derde deva olarak lanse ediliyor. Ancak insanların ekran bağımlılığı her zamankinden daha fazla içinden çıkılmaz hale geldiğinden, kopukluğun idealleştirilmesi, bunu başaramadığımızda daha fazla kaygıya neden olabiliyor. Peki ne yapmak gerekiyor? Uzmanlar, bizi tamamen bağlantımızı kesmeye zorlamadan teknoloji takıntımızı azaltacak daha gerçekçi çözümlere yönlendiriyor.
Detoks yerine teknolojiyi amacına uygun olarak kullanmak
Bu çözümlerden biri; bağlantıyı tamamen kesmek yerine dijital farkındalık uygulayarak teknolojiyi amaca uygun kullandığımızdan emin olmak ve kullanımında bilinçli olmaya daha fazla odaklanmak…
Bağımlılık yaratan uzun süreli ekran kaydırmanın cazibesine kapılmak yerine, dijital farkındalık sahibi olmak, bir cihaza bağlıymış gibi hissetmemizin önüne geçebilir ve hayatımızı teknolojiyle zenginleştirmemizi sağlayabilir. Telefonumuzda geçirdiğimiz süreyi takip ederek, molalar vererek telefonumuzda gezinme alışkanlığından kurtulmayı deneyerek, ihtiyacımız olmadığında telefonumuzu başka bir yere bırakarak boş olan zamanımızı işgal etmesinin önüne geçebilir, dinlenmeyi tercih edebiliriz. Bir hafta boyunca telefonlarımız olmadan yaşamaya çalışarak kendimizi daha fazla endişeye sürüklemek yerine, kaçınılmaz ekran süresine bireysel yaşamlarımız için doğru hissettirecek bir şekilde yaklaşabiliriz…